Enflasyon muhasebesi uygulamasında ısrar edilirse ortada ne vergi ödeyecek esnaf ne de defter tutacak bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bulunamayacağını ifade eden Saadet Partisi Edirne İl Başkanı ve Genel İdare Kurulu Üyesi Av. Sinan Tekin; “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek son dönemde “yeni vergi konulmayacak” ifadesini defalarca beyan etmesine rağmen Kara Deliğe dönüşen bütçe açıklarını kapatmak için KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergileri arttırmış, Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) uygulaması getirmiş ve Vergi Cezalarıyla iş dünyası ve esnafımızın nefes alması zorlaştırılmıştır. Bunlar yetmezmiş gibi uygulamaya konulan yeni vergi uygulamalarından biri de Enflasyon Muhasebesi Uygulamasıdır. İlgili meslek birliklerinin ve Saadet Partimizin itirazları neticesinde yapılan son düzenlemeyle 1,5 Milyon mükellef bu akıl dışı uygulamanın kapsamı dışına çıkarılmıştır. Ancak yine de tebliğde eksikler söz konusudur, sorunların büyük kısmı sadece ertelenmiştir ve tepeden inmeci yaklaşım kendisini göstermeye devam etmektedir.” dedi.
Büyük İslam Düşünürü İbn-i Haldun’un vergilemede hasılatı arttırmanın yolunun vergi oranlarını düşürmek ve vergi sistemini basitleştirmek olduğunu, yüksek vergi oranlarında ve yanlış vergi uygulamalarında ısrarın belli bir düzeyden sonra vergi hasılatını arttırmayacağını, hatta daha da azaltacağını çağlar öncesinden haber verdiğine işaret eden Tekin; “Modern maliye teorileri de İbn-i Haldun’u destekleyerek vergilerin basit, anlaşılır, yaygın ve sürdürülebilir olmasının vergi hasılatını arttıracağını vurgulamaktadır. Bu açıdan enflasyon muhasebesi uygulamasının akla, mantığa ve bilime uygun hiçbir yanı yoktur, yangına körükle gitmekten başka bir şey değildir. Bu yanlıştan acil olarak dönülmesi gerekmektedir.” dedi.
Tekin açıklamasına devamla çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
1. Akla, mantığa, vicdana ve bilime uymayan ve yapısal sorunları tetikleyecek olan yürürlükteki Enflasyon Muhasebesi Uygulaması durdurulmalıdır.
2. Enflasyon muhasebesi matraha etki etmemeli ve vergi oluşmamalıdır.
3. İsraf ve yolsuzlukla etkin mücadele edilmeli ve bütçe açıklarının temel nedeni olan verimsiz kamu harcamaları dizginlenmelidir.
4. Enflasyonla üretim seferberliği ilan edilerek mücadele edilmeli ve piyasaların aksaklıkları giderilmelidir.
5. Maliye politikalarında “yaptım oldu” anlayışı terk edilmeli, öngörülebilirlik sağlanmalıdır.
6. Vergide adalet öncelenmeli, gelir dağılımında adaleti bozacak uygulamalardan kaçınılmalıdır.
7. Enflasyonla etkin mücadele için vergi yükü azaltılmalı, maliyet enflasyonuna etki eden doğrudan ve dolaylı vergiler ile sosyal güvenlik oranları en aza indirilmelidir.
8. Vergi mevzuatı sadeleştirilmeli, istisna ve muafiyetler kurala bağlanmalıdır.
9. Kanun, tebliğ, sirküler, uygulama kılavuzu, web sayfasından duyuru metinleri ile vergi mevzuatının yönlendirilmesine son verilmelidir.
10. Ceza! Ceza! Ceza! sloganıyla çıkılan yaygın denetimler yerine mali açıdan etkinlik odaklı ve yönlendirici denetimlere ağırlık verilmelidir.
11. Enflasyonun ortaya çıkardığı sorunlara yönelik adımlar planlanırken Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odaları, Ticaret Odaları, İş İnsanları gibi paydaşların katılımı sağlanmalıdır.
12. Yapılacak değişiklikler hakkında kamuoyu ve meslek camiası muhatap alınmalı, “bürokratik yaklaşım” ve “ben yaptım oldu” dayatmasından vazgeçilmelidir.
13. Gelir İdaresi Başkanlığı sistemleri acilen revize edilmeli ve altyapıları güçlendirilmelidir. E-fatura, e-arşiv fatura, 5000-30000TL gibi portallar birleştirilerek süreç akışları aynı portal üzerinden yapılabilmelidir.
14. Geçici vergi beyannamesinde bilanço eklenmesi talebinden vazgeçilmeli, bilanço düzenlemesi yılda bir defa olacak şekilde yıl sonunda yapılmalıdır.
15. Kağıt üstünde var olan ama uygulamada meslek mensupları için anlamı olmayan mali tatil, gerçek bir tatil olarak uygulanmalıdır.