Ülkemiz ataerkil toplum yapısına rağmen, para kazanıp evi geçindiren erkek gözükmesinin ardında bambaşka bir güç var. KADINLARIMIZ.
İşe gidip mesaiyi bitirip eve gelen erkek, temiz bir ev, oda, mutfak, koltuk, yatak ile buluşur. Bu yüksek standart erkeği bir sonraki iş gününe hazır hale getirir. Bu yüzden her ne kadar ataerkil evi geçindiren erkek gibi gözükse de, aslında bir ekip çalışmasıdır aile hayatı. Bu ekipte olup görevini yerine getirmeyen evdeki sorunun kaynağı olmaya başlar. Hele hele çocuklu ailelerdeki anne yükünün ağırlığının tarifi bileyoktur. Çocuklar bir anda büyümüş dersiniz, ama bir de anneye sorun o gelişim evrelerini.
Hele çalışan kadınların işinin zorluğunu yaşayan bilir. Annesi çalışmış bir evlat olarak, işten gelen annenin bir önceki gün yetişmemiş işlerini tamamlamak, aynı günün yemeğini yapmak, hiç gözümüzde gözükmeyen, bize sıradanmış gibi gelen rutin temizliklerini tamamlamak gibi ağır yükler taşıdığını ancak buyaşlarımda idrak edebilmeye başladım.
Eş çalısın çalışmasın her halükarda evdeki, rutin hayatı sürdürebilmek adına yapılan iş yüklerinin, bizlerdeki iş yükünden çok daha ağır olduğu aşikâr.
En maço geçinen erkek profili dahi, eğer bir ev alınacaksa bu yüzden ev seçim kararını eşine bırakır çok büyük çoğunlukla. Asıl büyük patron eşlerdir her zaman. Eğitim seviyesi, kültür, yaşadığı bölge her ne olursa olsun.
Peygamber efendimizin de söylediği gibi “CENNET ANNELERİN AYAKLARI ALTINDADIR.
Tolstoy’a da hak vermemek mümkün mü? “ KADIN ERKEĞİ KILIÇSIZ ZAPTEDER VE İPSİZ BAĞLAR”…
Sürçü lisan ettiysem af ola.
BARBAROS HAKAN ÜNAL
YORUMLAR